14 Ağustos 2011 Pazar

bundan istiyorum

bana bundan alır mısınız ? evde beslesem olmaz mı yani ? 

2 Ekim 2010 Cumartesi

ankara

şehirler kadınlar gibidir; kimi şehirler vardır, kimi kadınlar gibi... muhabbet edersin ara ara denk geldikçe, onlarada gidersin ara ara ... kimi şehirler vardır; orospu gibidir gidersin paran oldukça şehirlerde öyledir, orospu gibidir gidersin paran oldukça... kimi kadınlar vardır; sikersin, elinin altında oldukça, aynı şekilde şehirler vardır yaşarsın ve sikersin o şehri elinin altında oldukça.


ve kimi kadınlar vardır taparsın, köpek olursun, köle olursun, elinden gelmese bile... işte öyle şehirler vardır orada olmasan bile tapacağın ... özleyecein kokusudur belki, belki de havasıdır, kimbilir içip cozutmuşluğundur veya hoş sohbettir belki... işte Ankara bu son dediğim gibidir...


 karın gibi değildir, kadınlar arasında ötedir  taparsın, yeri gelir ilah demek az gelir, zaman gelir orospu olur, ama her zaman yeri ayrıdır, ötedir ...  Ankara, gri şehir böyledir ...

6 Kasım 2009 Cuma

Susam Sokağı' nın 40. Yaşı

Değerli kuzenim Kurabiye Canavarı;

40. yaşını kutlar, daha nice bol püsküütlü, aman pardon kurabiyeli 40 yıllar dilerim.

Sevgi ve saygılarımla.

Kuzenin Püsküüt Canavarı.

30 Ekim 2009 Cuma

garip benzerlik...

bir süre önce ölümsüzlüğü bulup sonra öğrencisi tarafından öldürülen sith lordu kimdi diye düşünürken "google" ı yardıma çağırdığımda görmüştüm. darth sidious ve papa arasındaki benzerliği. dün bütün engellemelerime karşın söz geçiremediğim içimdeki star wars izleme aşkı sayesinde daha emin oldum bu durumdan. bir sith lordu bizim papaya bu kadar benzer ancak.





acaba sithlerin soyu vatikanda devam mı ediyor ? yoksa vader, sidious u ölüm yıldızından attığında almanyaya mı düştü, orada kendine katolik hristiyan imajı çizerek nihayetinde vatikana girip yeni sith akademisi mi kurdu vatikanda ? 

güven bunalımı

allah hatunlara güvense zarla yaratmazdı. bu önermeden yola çıkarsak;


allah soğana güvense zarla yaratmazdı,
allah kulağa güvense zarla yaratmazdı,
hatta ...


allah tavlaya güvense zarla oynatmazdı. ulan tavla satranç kadar, batak, pişti kadar olamadın ya yazık sana, tüüüü !

28 Ekim 2009 Çarşamba

fazla teknoloji sorunsalı

hayatımızın her alanında teknoloji ve/veya teknolojik araç-gereçler ile içli dışlı yaşıyor veya yaşamak zorunda kalıyoruz.şimdilerde durum iyigibi dursa da ileride başımıza büyük belalar açacak gibi geliyor bana.


örneğin 7'den 70'e  herkesinkullandığı cep telefonu, bilgisayar... kendi adıma cep telefonu kullanmaya başlamadan öncesine kadar evde rehberdeki (evet bir ev klasiği olan rehber, her evde vardır ya hani telefonun yanında durur, kanka misali) bütün telefon numaralarını ezbere bilirdim, tek yapmanız gereken isim söylemekti. hatta söylenilen numaralar bile beynimin bir köşesinde depolanırdı. oysa şimdi kendi cep telefonu numaramı bile güç bela ezberliyorum (nihayet bir yılın sonunda ezberledim sanırım) isim, resim, kişi, adres, vs. hafizam haliyle bitti.


insan işte, kolaylığa alıştıkça üşengeçleşiyor. ne zorun var bu teknolojik rahat götüne mi battı diyenler için şöyle bir öngörüm var; 


pek uzak olmayan bir zaman diliminde rahat değil de tuvaletten çıkacak fırça götümüze batmakla kalmayıp, göt içini tahriş bile edecek.

otobüs izlenimleri

günlük hayatınızda karşılaştığınız insan çeşitlerinden ikisi bok ve bok sineğine benzeyenlerdir. peki nasıl ayrılır bunlar ?


boka benzeyeni gördüğünüz zaman yüzünüzde bir tiksinme ifadesi oluşur, çıkabilecek olası sesleri güç bela bastırırsınız veya bastırmaya çalışırsınız.


bok sineğine benzeyen insanlar ise devamlı bokun etrafında bulunur, bok modeli insanları saçmalayarak bezdirirken sizinde kafanızı sikip o buram buram bok kokusunun ciğerlerinizin en ücra bronşlarına kadar işlemesini sağlarlar.


bu konunun çözümü basittir aslında, bok modeli insanı bulunduğunuz çevrenin dışına çıkarırsanız sinek eğer etrafta başka boklar yok ise giden bok ile beraber otomatikman kaybolur.